NinjaProxy

NinjaProxy
internet Yorum Ekle

ninjaproxy NinjaProxyNinjaproxy Türkiye’den girişlerinize izin verilmeyen, mahkeme kararı ile girilmesi yasaklı olan ( youtube ) gibi bir çok yasaklı siteye çok hızlı ve güvenli bir şekilde erişmenizi sağlayan bir sitedir.

Evet makelemizde de belirttiğimiz gibi yapdığımız araştırmalar sonucunda Youtube’ ye en hızlı bir şekilde girmenize olanak sağlayan Ninjaproxy diğer proxy sitelerinden kat kat daha üstün ve kalitelidir. Artık evinizden, iş yerinizden, yasaklı olan fakat girmek istediğiniz sitelere kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Ninjaproxy sitesi kurulduğu yıldan itibaren istikrarlı yükselişini sağladığı kaliteli hizmet sayesinde devam ettirmektedir.

Siteye Erişmek İçin TIKLAYIN

Uyku nedir?

Uyku nedir?

Uykunun sebebi veya fonksiyonu bilinmemektedir. Chicago üniversitesi uyku araştırmalarından Allan Rechtschaffen uykunun hiç bir fonksiyonu olmadığını tespit etmiştir. Adale yorgunluklarının azalmasına rağmen vücudun dinlenmesi için uykuya ihtiyacı olmadığını söylemiştir. Çünkü vücudumuzdaki hücrelerin kendi kendilerini tamir etme yeteneği vardır. Araştırmacıların tespitlerine göre bu esnada faaliyetten uzak olmasına, ya dinlenme veya uyku durumunda bulunmasına da gerek yoktur. Uyku sırasında alınan EEG kayıtları üzerinde yapılan incelemelerde beyinde faaliyetsizlik görülmemiştir. İngiltere Milli Fizik Laboratuarı Kompütür bilimleri bölümünde psikolog araştırmacı Dr. Evans'a göre uykunun tek maksadı rüya görmemiz için, zemin hazırlamasıdır. Stanford Tıp Merkezi Uyku Kliniği doktoru Dr.William Dument'in görüşüne göre ise; rüya görmek son derece önemlidir. Rüyalar fiziki dengenin oluşmasını sağlamaktadır. Temple Üniversitesinden Koruyucu ilaç profesörü Dr. Fred Rofers uykunun aktif hayattan tamamıyla uzaklaşmak olmadığını,bilakis yavaşlayan kalp de dahil olmak üzere uzuvlarımızın değişik bir tip yaşayış durumuna girdiğine inanmaktadır. Fakat yine de aklımıza şu sorunun gelmemesi mümkün değil. Uyku geceye ait bir alışkanlık olabilir mi? Uyku araştırmacılarının babası olarak bilinen Nathaniel Klietman uyku haline geçebilmek için bir faaliyet sisteminde kritik bir seviyenin altında şiddetli bir durum olması gerektiği inancındadır. Bütün kainata ölçülü bir hareket,yani ritim hakimdir. Med-Cezir, güneş ve ayın doğup batmaları, mevsimler, dünyanın ekseni etrafında dönmesi ve daha pek çok düzenli ve maksatlı hareketler hep bu ritmi bize gösterirler.

Dr. Franz Halberg normal durumda ve 24 saatlik bir periyotta meydana gelen değişmeler için "circation" kelimesini kullanmıştır. Vücut dengesi zamana bağlı ritim değişmeleriyle sağlanır. Organlarımızın ritminin en yetersiz olduğu anlarda uyku bastırır. Gecenin ilk uyku dönemine hızlı olamayan göz hareketi manasına gelen "NREM-non Rapid Eye Movement" denilmektedir. Vücudun dinlendiği en sakin uykudur bu. Nefesimiz düzgün ve sakindir. EEG kayıtları ve beyin faaliyetleri düzgün ve imtiyazlıdır. Horlama da bu uyku döneminde vuku bulur. Hızlı göz hareketi denilen (REM Rapid Eye Movement) faal uyku halidir.Vücut hareketsiz olmakla beraber yüzde ve parmak uçlarında düzensiz hareketler vardır. Horlama kesilir. Nefes düzensiz haldedir. Yani hızlı ve yavaş arasında ritim değişikliği görülür. Bazılarının kanaatlerine göre REM uyku hali değil bir çeşit sara nöbetidir. Gece uykumuzun 1.5 ile 2 saati REM uykusudur. NREM ve Rem dereleri 70 ile 110 dakika arasında değişir. Ortalama 90 dakika olarak kabul edilmektedir. Ruhi depresyon geçirenler REM uykusu olmadığı sürece kendilerini daha rahat hissederler. Rüya görme hadisesi ekseriye REM döneminde olmaktadır. Pek çok kişi yatıştırıcı ve uyku verici ilaçları almalarına rağmen REM döneminde faal uyku halinden kurtulamazlar. Halbuki alınan ilaçlarda REM'i tamamen veya kısmen ortadan kaldırılması aranmaktadır.

Rüya nedir?

Rüya Nedir?

Geçici ölüm denilen uykuda görülen garip haller... Niçin ve ne surette rüya görüyoruz? Bu bir fenomendir. İlk insan'ın yaratılışından bu güne kadar filozoflar, bilim adamları çeşitli şekillerde açıklamışlar, düşünmüşler, fakat rüyayı kesin bir şekilde belirleyememişlerdir. Ancak şu kadarını bilmemizde fayda vardır ki rüya, büyük ve soyut bir dünyadır. Aynı zamanda rüya, öldükten sonraki yaşantımız ile de ilişkilidir. Bu ilişkiyi yakalamak, temiz duygu ve ruh temizliğiyle ancak mümkün olabilmektedir. Rüya ile çok ince gerçekler keşfedilmiş ve sonsuza kadar da keşfedilmeye devam edilecektir. Chicago üniversitesi uyku araştırmalarından Allan Rechtschaffen uykunun hiç bir fonksiyonu olmadığını tespit etmiştir. Adale yorgunluklarının azalmasına rağmen vücudun dinlenmesi için uykuya ihtiyacı olmadığını söylemiştir. Çünkü vücudumuzdaki hücrelerin kendi kendilerini tamir etme yeteneği vardır. Araştırmacıların tespitlerine göre bu esnada faaliyetten uzak olmasına, ya dinlenme veya uyku durumunda bulunmasına da gerek yoktur. Uyku sırasında alınan EEG kayıtları üzerinde yapılan incelemelerde beyinde faaliyetsizlik görülmemiştir. İngiltere Milli Fizik Laboratuarı Kompütür bilimleri bölümünde psikolog araştırmacı Dr. Evans'a göre uykunun tek maksadı rüya görmemiz için, zemin hazırlamasıdır. Stanford Tıp Merkezi Uyku Kliniği doktoru Dr.William Dument'in görüşüne göre ise; rüya görmek son derece önemlidir. Rüyalar fiziki dengenin oluşmasını sağlanmaktadır.

İnsanoğlu hayatının yaklaşık üçte birini uykuda geçirir ki bu da 60 senelik bir ömrün 20 senesi demektir.

Uyku, günlük çalışmalardan yorgun düşen insan bedeninin ve sinirlerinin dinlenme zamanıdır. Ünlü ruhbilimci Sigmund Freud'un da araştırmalarının büyük bölümünü oluşturan uyku sırasında, kişinin bilinç altında düşüncelerinin, özlemlerinin ya da isteklerinin bir film şeridi gibi göz önünden geçtiği varsayılır. İşte bizler bu olguya Rüya adını veriyoruz.

Freud’a göre bilincin gizlediği, tamamen sakladığı bu olgular ortaya çıkabilmek için yol aramaktadırlar. Bunlardan bazıları da rüyalar haline girerek kendilerini göstermektedirler.

Freud’un yolunda ilerleyen doktorlar da günümüzde rüyalara büyük değer vermektedirler. Onlar, rüyaları bilimsel şekilde açıklayarak hastalarını tedavi etmektedirler.

Bazı soyut kavramların açıklamaları bilimsel bir zemine oturtularak ifade edilebildiği halde, rüya kavramını bu şekilde açıklamak pek mümkün görünmüyor. Ancak bunu bilimsel verilerle değil de, dinsel yönden açıklanabildiği de bir başka soyut gerçektir. Bu açıklamaya göre ruh bedenden ayrıldığı zaman, yaşanan olayların tümüne rüya diyebiliriz.

Rüyalarda yaşananlar inanılmayacak kadar hızlı gelişir. Bir kaç dakikalık rüya esnasında bile çok uzun sürdüğünü sandığımız garip, şaşırtıcı ve çok değişik olaylar birbirlerini izlerler. Bu nedenle rüyada zaman kavramı oluşmaz. Ancak zaman kavramını biz uyandıktan sonra beynimizin öğretileri ve alışkanlıkları doğrultusunda saptadığımız bir anlar toplamıdır sadece.

Eski çağlardan beri insanları ilgilendiren rüyalara ilkel toplumlar da çok önem verilmiştir. Rüyaların, korkulan tanrılar tarafından verilen armağan veya cezalar olabileceğine inanılmıştır. Daha sonra kahinler rüyaları açıklamaya, yorumlamaya başlamışlardır. İlk rüya yorumcularının ne zaman ortaya çıktıkları da belli değildir. Ancak Babil’in kahinlerinin büyük ün yaptıkları bilinmektedir. Kaldeliler, Astrolojinin yanı sıra rüya yorumlarında da başarı kazanmışlardır. Zamanla belirli rüyaların anlamları da kesinleşmiştir. Eski Mısırlılar, eski Yunanlılar ve Araplar rüya yorumlarıyla ilgili kitaplar yazmışlardır.

"Yorumlanmamış bir rüya okunmamış bir mektuba benzer.

Rüyaların Süresi

Rüyalarda yaşananlar inanılmayacak kadar hızlı gelişir. Bir kaç dakikalık rüya esnasında bile çok uzun sürdüğünü sanılan garip, şaşırtıcı ve çok değişik olaylar birbirlerini izler, bu nedenle rüyada zaman kavramı oluşmaz. Ancak zaman kavramını, uyandıktan sonra beyinin öğretileri ve alışkanlıkları doğrultusunda saptadığımız bir anlar toplamıdır sadece.

Bilimadamlari rüyanın süresi üzerinde kesin bir sonuca varamamışlardır. Bir kısmı rüyaların sadece birkaç saniye sürdüğünü iddia ederken, diğer bir kısmı da saatlerce devam eden rüyaların olduğu fikrindedir. Bu tartışmalar sırasında Dr. B. Klein adında Amerikali bir bilimadamı bir araştırmaya başlamış ve gönüllü olarak seçtiği kişileri hipnotize ederek uyutmaya başlamıştır ve belli bir süre sonra uyandırıp rüyalarını dinleyerek, bir rüyanın 20 saniyeyi geçmeycek kadar kısa sürdüğünü belirlemiştir. Dr. Klein'ın sürdürdüğü bu araştırmanın sonunda en uzun rüyanın 90 saniyeyi geçirmediği ortaya çıkmıştır.

Bilimsel Tarif

Biyoloji süratle gelişirken rüyaları bilinç altındaki beyin olaylarına bağladı. Ne var ki, rüyaların zamanı aşan farklılıkları kimsenin gözünden kaçmış değildir. İstisna denerek uzun süre konuya ters açıdan bakıldı. Ünlü bir bilim adamı "Fizik ve Biyolojide istisna olmaz. Tek bir olayın bile açıklanması gerekir." hükmü ile metafizik olaylara bilimsel bir kapı ayarladı. Rüyalar metafizik bir olaydır. İç dünyamızdan doğar. Zaman ötesi nitelikleri ile birlikte bilinç altına yansıyarak bize ulaşır. Bu arada bilincin ve şuur altının şekillenme ve fotoğraflarına bürünür. Zaten eski psikiyatrislerin rüyaları bilinç altı diye nitelendirmesi onların bu özelliklerinden gelir. Hatta iç dünyadan gelen rüya olayının bilinç altında doğmaz. İçimizdeki ben den bize gelen mesajlardır. Bunun önemli delilleri vardır.

  1. Rüyalar çok kısa sürede görülür. Uyandığımız zaman 15 - 20 dakika anlattığımız rüya bilimsel olarak ispatlanmıştır ki, bir kaç saniyede görülmüştür. İç dünyadaki kişiliğimizin madde ötesi olması sebebi ile rüyalarda zaman ötesinde ceyran eder. Birkaç saniyelik süre rüyanın şuur altına, oradan bilince geçmesi süresidir. Yoksa rüyada zaman sıfırdır.
  2. Rüyalarda bir iç spiker vardır. Gördüğümüz bir rüyayı anlatırken "Bir şehre gitmiştim. Orası filanca şehirmiş. Bir kimse gördüm o filanca imiş." dediğimiz zaman bu bilgiyi bize birinin görünmeden söylediğini fark ederiz. İşte bu spiker iç dünyamızdaki ben, asıl kişiliğimizdir.
  3. Rüyalar bazen açıkça bazen üstü kapalı olaylara bürünmüş olarak geleceği haber vermektedir. Bilim tarihinde ve günlük hayatımızda geleceği olduğu gibi gösteren rüyalara sık rastlanmıştır. Bilim tarihine geçen bu tarz ünlü bir rüya Abraham Linkol' ün rüyasıdır.

Bazı rüyalar açık değildir şekillere bürünmüş gizlenmiştir. Bu rüyanın şuur altından geçerken aldığı fotoğraflardan meydana gelen karışık bir şekildir. Rüya yorumu bu karışık şekillerin analizi anlamını taşımaktadır. Gelecekten haber veren içimizdeki öz varlığımız, ölümsüz olan madde ötesi yanımızdır.

Rüya yorumlanması

Aynı rüya farklı zaman ve yerlerde görülürse, bunun yorumu da farklı olur. Bazen aynı rüyayı değişik insanlarda görebilir, ancak her insanın ruhu ve manevi dünyayı anlayışı, yaşamı farklıdır. Bundan dolayı da yorumu özünden bir şey kaybetmese bile yorumu ve yansıması farklı olur. Zaman zaman başkaları ile ilgili rüyalar da görebiliriz; bizi hiç ilgilendirmeyen bir rüya, bir başka bir başka yakınımızı ilgilendirebilir.

Rüyaları yorumlarken tarafsız olmak, duygulara kapılmamak, karamsarlaşmamak gerekir. Bu arada rüyada sadece bir şekil veya olayı değil, her şeyi birlikte yorumlamalıdır. Rüyadaki renkler de büyük önem taşır.

Rüyada görülen bazı insanlar tanıdıksa, adlarına da dikkat edilmelidir. Bu adların anlamları da yaklaşan bir durumu haber verebilir.

Örneğin derdi, sıkıntısı olan biri rüyasında adı Necati olan birini görürse sevinmelidir. Çünkü Necati "kurtuluş" anlamına gelmektedir. Bu durumda rüyayı gören dertten, sıkıntıdan kurtulacaktır. Rüyaları tarafsızca yorumlamalı ve ayrıntıları da değerlendirmelisiniz.

Rüya Türleri

Uzmanlara göre uyku birkaç devreden oluşmaktadır. Uykusu gelen insan yatağına yatar ve gözlerini kapatır. Kısa süre sonra göz kapakları belli belirsiz titremeye başlar. İnsan o sırada uykuya dalmıştır ve rüya görmektedir. Bazen doktorlar, hastalarına belirli ilaçlar verirler. Bu ilaçlar uykuyu derinleştirebilir ve rüyaları da etkileyebilir. Bu durumda rüya da görülmeyebilir. Ancak ilaç almadan uyuyan bir insan mutlaka rüya görür. Rüyalar renkli ya da siyah beyaz olabilir. İnsanların çoğu, siyah beyaz rüya gördüklerini söylemektedirler. Yapılan araştırmalara göre kadınlar erkeklere göre daha renkli rüyalar görmektedirler.

Rüyalar, genel olarak üçe ayrılmaktadırlar. Kafası yorgun, devamlı bir konuyla ilgilenen kimse uyuduğunda rüyasında karmakarışık şeyler görebilir. Veya bu insan ilgilendiği, önem verdiği konuyu da görebilir.

Bu tür rüyalar yorumlanmazlar. Örneğin, televizyonda veya başka bir yerde heyecanlı bir sinema izleyen kişi rüyasında aynı şeyleri görebilir. Bu durum sadece etkisinde kalmaktır. Yani gerçek rüya değildir.

İkinci tür kabus veya karabasan denilen rüyadır. Bunlar genellikle iyi başlar. Uyuyan kimse hoş bir olay vb. ile ilgilendiğini görür ve sonra bu rüya birden korkutucu bir hal almaya başlar. Güzel görüntü değişerek insana dehşet verir. Kabusların açıklamasını sinir doktorları ve psikanalistler yapmaktadırlar. Yani bu tür rüyalar yorumlanmazlar. Kabusları, rüyada bir kez görülen korkutucu sahnelerle karıştırmamak lazımdır. Karabasan gören insan korkar. Bir ara rüyada olduğunu hissederek uyanmak ister. Bunu başaramaz. Ama uyandığını sanır ve bu sırada kabus devam eder. Her insan ömründe birkaç kez kabus görebilir. Fakat sık sık karabasan görenlerin bazı olaylar, rahatsızlık vb. yüzünden sinirleri sarsılmış olabilir. Bu kimselerin doktorlarıyla konuşmaları faydalı olabilir.

Üçüncü tür rüya olduğu gibi çıkandır. Böyle rüyalar çok değerlidir. Genellikle sezgisi güçlü olanlar, medyumlar hemen çıkan rüyalar görürler. Örneğin insan rüyasında yıllardır rastlamadığı ahbabını görebilir. Onunla konuşabilir. Bu rüyadan kısa bir süre sonra o ahbabı karşısına çıkabilir. Buna “Gerçek Rüya” adı verilir. Böyle rüyalar görenler, dikkatli davranmalıdırlar. Gördükleri şeyleri iyi değerlendirmelidirler.

Dördüncü tür, en sık rastlanılanıdır. Yani uyuyan kimse rüyasında türlü şey görür. Sabah uyandığında da bunlardan bazılarını anımsar. İşte bunlar yorumlanabilir. Rüya tabiri denilen şey, dördüncü tür için gereklidir daha çok. Sabah uyanıldığında akılda kalan ve hatta insanı epey da etkilemiş olan rüyaları yorumlamalıdır. Yorum yaparken karamsar olmamalıdır. Her zaman iyiye yorum yapılmalıdır. Bazı rüyalar iyi sayılmazlar. Buna da üzülmemek gerekir. Çünkü rüya, insanın kendisini koruması için gereken bir uyarıda olabilir.

Beşinci tür rüya ise rüya içinde görülen rüyadır. Genellikle insan rüyasında gördüğü rüyayı da yorumlar. Bu tür rüyalara da çok dikkat etmek gerekir. Çünkü böyle rüyalarda yapılan yorumun gerçekleşme oranı çok yüksektir.

Altıncı tür rüyaların en ilginç sayılanıdır. Bu tekrarlanan rüyadır. İnsan, aynı rüyayı sık sık görür. Örneğin rüyasında daima aynı eve girdiğini, aynı sokakta durduğunu,vb. görebilir. Oysa kendisi ne o evi, nede sokağı bilmektedir. Fakat rüyada o ev, sokak, vb hiçte yabancı değildir. Veya insan devamlı olarak aynı olayı yaşayabilir. Bazı kimseler Hint Felsefesine ve Karma’ya inanmaktadırlar. Karma, insan bedeninin bir çok kez bedenlenmesidir. Yani insan öldükten sonra kısa süre sonra başka bedenle yine dünyaya gelmektedir. Karma’ya inananlar, bu tür rüyaların insanın eski yaşamıyla ilgili olduğunu ileri sürmektedirler. İnsan devamlı görmüş olduğu evde oturmuş olabilir. Oysa rüya yorumu yapanlar bunu kabul etmemektedirler. Böyle yinelenen rüyadaki şeylere dikkat etmek gerekir. Bu sayede insan bir süre sonra neyle karşılaşacağını anlayabilir.

NinjaProxy , Facebook Kayıt Ol

Rüyalar hakkında 15 gerçek

Rüyalar hakkında 15 gerçek

Uyurken beynimizde oluşan imgeler hep ilgi çekmiş, bilimsel veya bilim dışı pek çok olguyla ilişkilendirilmiştir. İşte meraklısı için rüyalar hakkında 15 bilimsel gerçek.
Uyurken gördüğümüz düşler hakkında çok şey yazılır, çizilir. Bunların çoğu da genellikle bilimsel verilere dayanmaz. İşte rüyalarımız hakkında 15 bilimsel gerçek:

Rüyalarımızın yüzde 90'ını unuturuz
Uyandıktan 5 dakika sonra rüyamızın yarısını unuturuz, 10 dakika sonra ise yüzde 90'ını.

Körler de rüya görür
Doğduktan sonra görme yeteneğini yitirenler rüyalarında görsel imgeler görebilir. Doğuştan görme engelli olanlarsa resim göremez; ancak aynı seviyede koku, ses, dokunma ve duyguları hisseder.

Herkes rüya görür
Aşırı psikolojik sorunları olan insanlar dışında herkes rüya görür. Eğer rüya görmediğinizi düşünüyorsanız, aslında rüyalarınızı unutuyorsunuzdur.

Rüyalarda sadece bildiğimiz yüzleri görürüz
Zihnimiz yüzler yaratmaz. Rüyada gördüğümüz yüzler hayatımızda karşılaştığımız ama hatırlamadığımız ya da kime ait olduğunu bilmediğimiz yüzlerdir. Hepimiz hayatımız boyunca binlerce yüz gördüğümüz için, rüyalarımızda da limitsiz yüz görme yeteneğine sahibiz.

Herkes renkli rüyalar görmez
Gözleri gören insanların yüzde 12'si rüyalarını siyah-beyaz görür, geri kalanlarsa renkli. 1915 ile 1950 yılları arasında yapılan araştırmalara göre rüyaların büyük çoğunluğu siyah-beyaz görülüyordu. Ancak sonuçlar 1960'lı yıllardan itibaren değişmeye başladı. Günümüzde 25 yaşın altındaki insanların sadece yüzde 4.4'ü rüyalarını siyah beyaz görüyor. Son araştırmalar bu değişikliğin nedenini siyah-beyaz film ve televizyondan renkli görüntüye geçmemize bağlıyor.

Rüyalar simgeseldir
Belirli bir nesne veya olay içeren rüya, genellikle doğrudan o nesne veya olayla ilgili değildir. Rüyalar simgesel bir dille konuşur. Rüyalarınız hangi imgeyi görürse büyük ihtimalle o imgeyi temsil etmiyordur.

Duygular
Rüyalarda en çok hissedilen duygu endişedir. Negatif duygular pozitif duygulardan daha sık görülür.

Her gece dört ila yedi rüya görürüz
Ortalama olarak her gece bir iki saat arası süreyle rüya görürüz.

Hayvanlar da rüya görür
Bir çok hayvan üzerinde yapılan araştırmalar, hayvanların da insanlar gibi uykularında rüya gördüklerini ortaya koymuştur. Bir köpeği uyurken izlerseniz, birini takip eder gibi ayaklarını veya patilerini oynattığını görebilirsiniz.

REM (Derin uyku fazı)
Hızlı Göz Hareketi (REM) uykunun standart bir evresidir ve bu evrede gözler hızlı hareket eder. REM uykusu ergen insanlarda tüm uykunun yüzde 20-25'ini kapsar, bu da bir gecelik uykunun 90-120 dakikasına eşittir. REM uykusu sırasında rüyada hareket edilse de vücut hareket edemez, yani vücut geçici 'uyku felci' haline geçer.

Rüyanın gerçek hayatla birleşmesi
Zihnimiz, bedenimizin o sırada gerçekten duyduğu ya da hissettiği şeyleri rüyalarımızla birleştirebilir. Örneğin rüyamızda kendimizi bir konserde müzik dinlerken görüyoruzdur, ancak o sırada radyoda bir müzik çalıyor olabilir.

Erkek ve kadınlar farklı rüyalar görür
Erkekler, erkekler hakkında daha fazla rüya görür. Bir erkeğin rüyalarında gördüğü karakterlerin yüzde 70'i erkektir. Kadında bu oranlar eşittir. Öte ayndan erkekler kadınlara nazaran rüyalarında daha agresif duygular hisseder.

Geleceği gösteren rüyalar
Yapılan araştırmalar insanların yüzde 18 ila yüzde 38'nin rüyalarında 'geleceğe ilişkin' veriler taşıyan imgeler gördüğünü, yüzde 70'ininse 'déjà vu' yaşadığını gösteriyor. Rüyalarda geleceğin görülebileceğine inanan insanların oranıysa araştırmaya bağlı olarak yüzde 63 ile yüzde 98 arasında değişiyor.

Horluyorsanız rüya göremezsiniz
Bilimsel olarak kanıtlanamasa da, yapılan araştırmalarda horlayan insanların daha az sayıda, daha kısa ve genellikle unutulan rüyalar gördüğü sonucuna varmış.

Rüyanızda orgazm olabilirsiniz
Rüyanızda cinsel ilişkiye girebilir, ayrıca gerçeği kadar güçlü bir orgazm yaşayabilirsiniz. Hatta gerçeğinden bile daha şiddetli olabilecek bu orgazm esnasında boşalma bile gerçekleşmeyebilir.

Facebook Kayıt Ol

DOĞRU RÜYALAR

doğru  rüyalar DOĞRU RÜYALAR

İnsanlara bir mesaj vermek için doğruca gösterilmiş, yorumu yapılması gereken, ibret ve ders alınması, iyi algılanması gereken rüyalar.

Facebook Kayıt Ol

Facebook Kayıt Ol Facebook Kayıt Ol Manız için 3tt.org Sizler için Araştırma Yaptı Ve Diyadin Rüya Tabiri için

Diyadin Rüya Tabirleri adlı blogu vardır Sitemap

Etiketler:
, , , , , , , , , , , , , , , , ,

BİLİNÇALTI RÜYALAR

bilinçaltı  rüyaları BİLİNÇALTI RÜYALAR

Kişi gündüzleri kendi kafasında kurduğu olayları, yaşadığı olayları gece rüyasında görebilir, buda şahısın kendisi tarafından farkında olmadan gördüğü rüyalardır.